Küçük Kıyamet olarak bilinir. Önce 1488’de başlayan deprem asıl yüzünü 1509 ‘da göstermiştir.45 gün boyunca aralıklarla devam etmiştir. Öncelikle en büyük hasarı İstanbul’da  vermiş,  doğuda Bolu’ya  batıda Edirne’ye kadar etkileri devam etmiştir.

     Bazı kaynaklara göre İstanbul’da 5000 ,bazı  kaynaklara göre ise 15.000 insanın hayatını kaybettiği söylenir. Deprem sırasında tsunami yaşanmış, yüksekliği zaman zaman 6 metreyi bulan dalgaların şehrin surlarını aşarak Galata’ya kadar  ulaştığı , 109 cami ve 1047 yapının  ,gıda depoları, fırınlar, değirmenlerin  yıkıldığı su yollarının  çöktüğü ve suların kullanılamaz hale geldiği kayıtlarda belirtilmiştir.

     İkinci Bayezıt’ın  yatak odası tamamen çökmüş, kendisi birkaç saat önce odadan çıktığı için kurtulmuştur. Depremden sonra saray bahçesinde kurulan çadırda on beş gün kalmış, sonra ülkeyi Edirne’den yönetmiştir.

      Depremin büyüklüğü bazı kaynaklarda 7.2 bazı kaynaklarda ise 8 olarak gösterilir.

        Sultan, deprem sonrası yeniden inşa ile bakım ve onarım işleri için Anadolu’dan 37 bin, Rumeli’den   29 bin işçi ve 3000 usta görevlendirmiştir. Hane başına 22 akçe geçici vergi toplamıştır. Padişah fermanı  ile dolgu zeminler üzerine yapı  yasağı  getirilmiş  ve  İstanbul’da   tüm yapıların ahşap-karkas malzemeden olması emredilmiştir. Bu ferman   Türkiye’de  yapı tipi ve yapı malzemelerine dair  ilk yasal düzenlemedir.

         Tarihçilerin dayandığı ve olayla çağdaş iki kaynak bulunur. Edirneli Ruhi’ye ait olan ‘Tevarih-i Al-i Osman’ ve Kemalpaşazade’ye ait olan ‘Tevarih-i Al-i Osman’dır.