Güzel bir bebek olarak doğar Güler. Siyah kıvırcık saçları,kocaman siyah gözleri, pembe yanakları, küçücük ağzıyla anne ve babasının gözdesi, prensesi olmuştur.

Çok da nazlıdır Prenses. Bir kaç aylık olup da bir şeyleri anlamaya başladığında, çok duygusal bir yapısı olduğu da hemen anlaşılmıştır.Dudağını büker, gözlerinden yaşlar akar ki öyle, kıyamazsın ..

Bebek, tam bir cumhuriyet adamı olan babanın omuzlarında hoplayarak, şefkatli, çocuğunu çok seven ama disiplinli bir annenin gözetiminde yaşayarak yıllarını geçirir.

Anne ,üzerine titrer çocuğun. Sokağa bırakmaz. Camdan sokakta oynayan çocukları izleyen Güler , ses çıkarmaz. Annesi ne derse o. “Sokağa çıkayım mı” bile demez. Zamanla sokaktan korkar . Şimdi bir yetişkindir ama yine de sokakta korkarak yürür.

Kırk yılda bir babaanne ile sokağa çıkmasına izin verir annesi. Bu gezilerin neredeyse tamamında minik bir kedi ile dönerler eve. Annesi memnun olmaz ama, ses çıkarmaz. Nedense minik kediler hep çiş yaparlar etrafa. “Koş babaanne koş “diye feryat eder Güler . Sabah olduğunda minik kediler hep yok olur. Kaçmışlardır.

4-5 yaşlarına gelmiştir Güler . Eve her gün gelen Hürriyet gazetesinin önemi büyüktür çocuk için. Gazetede yaşayan Fatoş’la Basri’nin hayranı olmuştur.”Anne,anne ” diyerek Fatoş’la Basri’nin maceralarını okutmak ister.

Günlerden bir gün bir akraba teyze ile kızı eve yatılı gelirler. Teyze ebedir. Gündüzleri ebe hanım işe gider ,kızı akşama kadar ağlayarak evde onu bekler. Akşam yemeğine ebe hanım, bekar ebe arkadaşları ile gelir. Yemekten sonra yuvarlak masa ortaya gelir. Ebe hanımlar, babası, dayısı hep beraber masaya otururlar. Çok neşeli bir şekilde bağır çağır, bir takım küçük kağıtları masaya atarlar. Güler , onları hayretle izler. Alışkın değildir. Annesi Firdevs çay,pasta servisi ile görevlidir. Oyuna dahil olmaz.

Ebe hanım, oyun öncesi 2-3 yaşlarındaki kızının gönlünü hoş etmek ister. Onun gönlünü hoş edecek tek şey , Güler’in gözünden bile sakındığı oyuncak bebeğidir. Babaanne ile Güler ,bebeği bir yerlere saklamışlardır ve yerini söylemezler.Büyük bir arama tarama sonunda , bebek bulunur. Bazen bir baca içinde, bazen bir divan altında ..

Bebek ,yakın zamanda annesi tarafından hediye edilmişti Güler’e. Bebeği gördüğünde tüm vücudu baştan aşağı tir tir tiremişti.Zaten büyük olan gözleri daha da büyümüştü. Küçücük kollarını uzatıp,bebeği almış,sımsıkı sarılmıştı. Yüzü taş bebek, elleri ve ayakları porselen, kol bacak ve gövdesi bezden bir bebek. Özenle dikilmiş elbisesi.

Güler’in yaşlı gözleri önünde akraba çocuk, bebeği hırpalar. Güler her seferinde şok yaşar. Annesi sessiz izler. Babaannenin üzüntüsü yüzünden okunur.