Güler, nereden öğrendi , bilinmez ama “okula gideceğim “diye evin içinde söylenir ,durur. Sonunda baba dayanamaz ve alır çocuğu yanına kayıt için Sakarya İlkokulu’na gider.

Sakarya İlkokulu Bolu’nun seçkin okullarından biridir ve eve en yakın olanıdır. Fakat çocuğun yaşı tutmaz ve kayıt olamaz. Altı yaşındadır, ağlamaya başlar. Baba kıyamaz kızına ve yaşı tutmayan çocukları kayıt eden bir okul arar. Sakarya İlkokulu’nun alt katında yer alan Cumhuriyet İlkokulu’nun altı yaş çocuklarından bir sınıf oluşturduğunu öğrenir. Koşa koşa gider baba kız. Kayıt olur Güler.

Anne her gün okula taşır kızını. Okul açılalı bir iki ay olmuştur. Mucize olur aniden. Güler’i, annesi gazetede Fatoş ve Basri’yi okurken görür. Baba Yaşar , havalara uçar adeta. Anne, sessiz , içinden çok sevinir, belli etmez.

Güler ‘in öğretmeni, çalışkan ve sevecendir. Bilgilerin yanında görgü kurallarını da öğretir. Güler hayrandır öğretmenine. Beyazlaşmaya başlayan sarı, kıvırcık saçları, mavi gözleriyle Balkan göçmeni bir güzeldir Vasfiye hanım..

Güler , küçük yaşında ölüm denen korkunç bir acıyı öğrenir . Öğretmeni hastalanır ve hayatını kaybeder. Ölüm nedir? Öğretmeni nereye gitmiştir, hiç ama hiç anlayamaz. Ama her zaman öğretmenini hatırladığında bir sızı hisseder içinde.

Daha sonra torpil diye bir şeyle tanışır. Sakarya İlkokulu öğretmenleri , alt katlarında yaşayan Cumhuriyet İlkokulu’nun sınıflarını da istiyorlarmış diye bir söylenti çıkar. Çünkü üst kat dar geliyormuş.

Güler’in bilemediği bir sebepten, Bolu’nun üst bürokrat ailelerinin çocukları Sakarya İlkokulu’nda okuyormuş. Vali’nin çocuğu bile.

Sonunda çare bulunur. Cumhuriyet İlkokulu’nun 4 ve 5. sınıfları Öselek mahallesinde Atatürk İlkokulu ‘na gönderilir. Sakarya okuluna torpil yapıldı derler. Torpil nedir? Güler bunu da anlayamaz. 4. sınıftadır ve yeni okul, evine çok uzaktır. Halinden şikayetçi olmaz. Elindekilerle yetinmeyi seven, genelde hayata pozitif bakan bir çocuktur o.

4. Sınıf, Güler için şanssız bir yıldır. Kardeşi doğar, Ethem. Kendisinden bir kaç yaş büyük teyzesi Öğretmen Okulu’na okumaya gelir. Teyze de kendi evinin en küçük çocuğudur. Evinin prensesidir. Bir abla, bir de kardeş gelmiştir eve. Güler, artık prenses değildir. O’na olan sevgi ve ilgi azalmıştır. Sokakla da tanışır. Annesi onu artık oynaması için sokağa bırakmaktadır. Uzun saçları kısacık kesilir.

Çok duygusaldır Güler , demiştik. Prenseslikten düşmesi ona iyi gelmez. Kimse görmeden gizli gizli ağlar. Nedeni bulunamaz ama 5. sınıfın başında korkunç bir hastalık gelir Güler’e. Guillain-Barre. Kısmi felç yaşar.

Güler, hastalandığı için hiç üzülmez. Çok ama çok mutludur. Kendisine olan sevgi ve ilgi geri döner gibi olmuştur. Ama eski Prenseslik günlerine hiç bir zaman kavuşamaz.Tedavisi Ankara Hacettepe hastanesinde yapılır ve iki ay sonra evde bayram havası eser. Güler , yürümeye başlar.