
Bir çok kişinin çok eskiden bu yana rüyalarını süsleyen bir şehir.Hatta devletlerin rüyalarını süslemiş. Bir çok devlet ,bir çok kavim bu şehire sahip olmak için uğraşmış, İstanbul kapılarından üzülerek geri dönmüş.
Doğu Roma, Bizans, Osmanlı gibi üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış. Tarih boyunca farklı din, dil, ve kültürden insanlara ev sahibi olmuş, bu günde aynı karakterini devam ettirmekte.
Hem bir Avrupa, hem de bir Asya şehri.. Çeşitli zamanlarda Ligos, Byzantion, Byzantium, Constantinopolis , İstanpolin gibi isimlerle çağırıldı. Roma İmparatoru Constantinus ,İstanbul’a ölümünden sonra kendi ismini vermeyi başarması bakımından ilginçtir. (Konstantin’in şehri) (330) Halk ayrıca bu şehirden Polis diye de bahsediyordu. (şehir anlamına)
1453’de Osmanlılar şehri almayı başardılar. Adını ise resmi olarak değiştirmediler. Uzun bir süre fatihler tarafından Konstantinopolis ismi kullanılmaya devam etti. Almanya’da Bamberg Üniversitesi Türk Araştırma Kürsüsünden Christoph Herzog ,bu konuda bir çok Osmanlı resmi belgesini örnek göstermektedir.
Osmanlı eline geçtikten sonra İstanbul için halk, şehir anlamına gelen İstanpolin adını kullanmaya başladı. Yıllar yıllar geçti ve İstanpolin İstanbul haline geldi.
Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti yenildi. Toprakları yenen devletler tarafından işgal edildi. Türk halkı Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Kurtuluş Savaşını yaparak vatanını kurtardı. Cumhuriyet ilan edildi. Osmanlı Devleti yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti İstanbul şehrinin adını İstanbul olarak resmileştirdi. 1928’de Türkiye’de Latin Alfabesinin kabul edilmesi ile İstanbul adı dünya devletleri tarafından da kullanılmaya başlandı.
Merhaba Kız kulesi,merhaba Eyüp Sultan,Kanlıca,Şehremini merhaba…(Sadri Alışık, İstanbul şiirinden.)
Başak için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et